Samsun Üniversitesinde Sinematik Mimari Konuşuldu

Samsun Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesinin düzenlediği etkinlikte sinemada mekân kavramının insan duyguları ile etkileşimselliği ele alındı.

Samsun Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi bünyesinde her salı günü düzenlenen ve misafir konuşmacıların mekânların farklı bağlamlardaki deneyimlerine dair görüş, öneri, bilgi ve kişisel görüşlerini katılımcılarla paylaştığı “Mekân Deneyimleri” ders etkinliği bu hafta konuk olarak Yapımcı ve Yönetmen Enes Erbay’ı ağırladı. Moderatörlüğünü Samsun Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Emin Selçuk Taşar’ın üstlendiği ve çevrimiçi gerçekleştirilen etkinlikte, Yapımcı Enes Erbay “Kurgu ve Gerçeklik: Sinema Setleri” konu başlıklı sunumunu gerçekleştirdi. Yönetmen Erbay’ın sinema setlerinin mekânsal çerçevesini sanat, mimari ve psikolojik boyutlarıyla değerlendirdiği etkinliğe Samsun Üniversitesi akademisyenleri ve çok sayıda öğrenci katılım gösterdi.

3 Film Üzerinden Mekan Çözümlemesi

“Sinematik Mimari” kavramını; yönetmen, sanat yönetmeni ya da yazarın belli zihinsel imgeleri çağrıştırmak ya da çağrıştırılan imgeleri devam ettirmek için kurduğu dünya olarak tanımlayan Enes Erbay filmler için seçilen konuların içeriğine göre mimari imgelerin tercih edildiğini söyledi. Filmlerde seyircilerde tetiklenmesi istenilen duyguları harekete geçirmek amacıyla mekânların bu duruma uygun imge ve objelerle çerçevelendiğini belirten Erbay, iddialarına dayanak olarak dünya sinemasında hafızalara yer etmiş önemli filmlerden örnekler verdi. Erbay, mekânın insan duyguları ile etkileşim haline geçerek, öznede yarattığı psikolojik reaksiyon halini görünür kılan üç kült filmi analiz etti. Stanley Kubrick’in yönetmenliğini yaptığı 1980 yılı yapımı The Shining (Cinnet) filmini mekân-insan bütünlüğü konsepti üzerinden yorumlayan Erbay, filmde mekân ve karakterlerin seyircisine bütünleşmiş bir görünüm sunduğunu söyledi. Erbay The Shining filminde ana mekan olarak seçilen; öznenin toplumdan uzaklığını ve yabancılaşmasını sembolize eden bir mekan olarak Otel’in karakterlerin duyumsadığı yalnızlık, izolasyon ve tekinsizlik hislerinin seyircide duygusal reaksiyona dönüşebildiğine işaret ederek otelin iç mekanın da adeta içinden çıkması mümkün olmayan bir labirent imgesi olduğunu söyledi. Ünlü Rus Yönetmen Andrey Tarkovski’nin senaryosu bir uzay mekiği içinde geçen 1972 yapımı “Solaris” filminin de seyircide benzer duygulanımlar yarattığından bahseden Erbay, filmde mekânın da bir karakter olarak kendisini gösterdiğini söyledi. Erbay, Vincenzo Natali’nin karakterlerin çıkış yolunu bilmedikleri bir küpün içinde sıkışmış ruh hallerini anlattığı 1997 yapımı “Küp” filminde de mekânın karakter özelliğinin baskın olduğu filmlerden birisi olduğunu sözlerine ekledi. Enes Erbay ayrıca yapımcılığını üstlendiği ve koyunlarını kurt sürüsünden kurtarmaya çalışan bir adamın hikâyesini konu edinen “Mavzer” adlı filmin iç ve dış mekân tasarımlarının oluşturulma sürecini ve bu tercihlerinin gerekçelerini filmden seçtiği sahneler eşliğinde açıkladı. Program, Enes Erbay’ın sunumunun ardından, katılımcılardan gelen soruların yanıtlanmasıyla sona erdi.

 

Öğrenci Destek Hattı