Samsun Üniversitesinde “Bir Asır Sonra Cumhuriyet Devri Din Politikalarına Bakmak” Konferansı

Samsun Üniversitesi Tarih Bölümü ve Bilgi ve Değerler Topluluğu tarafından düzenlenen Prof. Dr. İsmail Kara’nın konuşmacı olarak yer aldığı “Bir Asır Sonra Cumhuriyet Devri Din Politikalarına Bakmak” başlıklı konferans gerçekleştirildi.

Moderatörlüğünü Samsun Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Tarih Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Fikriye Karaman üstlendiği ve Canik Kampüsü 100. Yıl Konferans Salonu’nda düzenlenen etkinliğe; Samsun Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Selahattin Kaynak, Genel Sekreter Doç. Dr. Adem Soruç, Samsun Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kenan Çağan, akademik ve idari personel ile çok sayıda öğrenci katıldı.

“Bir Asır Sonra Cumhuriyet Devri Din Politikalarına Bakmak” temalı etkinlikte katılımcılara seslenen Prof. Dr. İsmail Kara, Türkiye’nin din ve laiklik politikaları ekseninde kat ettiği yol hakkında derinlemesine bir analiz sundu.  Öncelikle üniversiteye ve düzenleyicilere teşekkürlerini sunarak başladığı konuşmasında Prof. Dr. İsmail Kara, Cumhuriyet dönemi boyunca yaşanan önemli değişikliklere değinerek bu dönemin din politikaları, eğitimi ve kurumları üzerindeki etkileri, özellikle 1924’te yapılan düzenlemeler üzerinden inceledi. Prof. Dr. İsmail Kara, özellikle Türk modernleşmesi ve Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki dönüşümlerin din eğitimi ve dini kurumlar üzerindeki etkilerini ele aldı. Kara 1924’te gerçekleşen yasal düzenlemeler; halifeliğin kaldırılması, Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun yürürlüğe girmesi ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kuruluşu gibi dönüm noktalarını katılımcılara detaylarıyla aktardı.

Prof. Kara, halifeliğin kaldırılmasını, Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun çıkmasını ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kurulmasını önemli kilometre taşları olarak işaret ederek bu değişikliklerin, Türkiye’nin dini eğitim ve kurumlarını nasıl dönüştürdüğü üzerinde durdu. Kara, ayrıca, devlet ve dinin ayrılmaz bir bütünlük içinde ele alınmasının Türk laikliği için önemini ve bu kavramın Türkiye tarihindeki yerini tartıştı. Kara’nın vurguladığı bir diğer önemli nokta ise Cumhuriyet’in ilk yıllarında Ankara’da kurulan ilk meclisin, Osmanlı Meclisine kıyasla daha fazla dini semboller içermesi ve bu durumun Osmanlı modernleşmesinin bir devamı niteliğinde olduğuydu. Prof. Kara Ayrıca, Lozan Antlaşması sonrası dönemin siyasi yapısında ve meclisin karakterinde yaşanan önemli değişikliklere de değindi.

Türkiye’de din ve laiklik meseleleri üzerine, 1923’ten 2024’e kadar olan süreçte yaşanan ve değişmeyen unsurları irdeleyen Prof. Kara bu bağlamda, Türkiye’nin Batı Avrupa tipi laiklik anlayışından farklı bir yol izlediğini, devlet ve dinin iç içe geçmiş olduğunu ve bunun Türkiye için hem bir problem hem de bir imkân yarattığını belirtti. Türkiye’nin çok partili hayatına geçişinin ardından dini alanda yaşanan değişikliklere de değinen Kara, halkın ve dini unsurların bu değişimlerde etkili olduğunu ve Demokrat Parti döneminden itibaren dini kurumların ve eğitimin yeniden yapılandırıldığını aktardı. Kara, üniversite camiasının bu değişimleri ve mevcut durumu soğukkanlılıkla değerlendirmesi ve kritik düşünme becerisini kullanarak, din ve laiklik üzerine derinlemesine tartışmalar yürütmesi gerektiğini savundu. Konuşması boyunca, akademisyen ve öğrencilere hitap eden Kara, Cumhuriyet’in yüzüncü yılında Türkiye’nin din ve laiklik politikalarını, tarihsel ve kültürel bağlamda yeniden değerlendirme ihtiyacının altını çizdi. Bu çerçevede, Türkiye’nin din ve laiklik politikalarını hem geçmişten günümüze taşıdığı mirası hem de geleceğe yönelik vizyonunu kapsamlı bir şekilde ele aldı. Cumhuriyet’in 100. yıl dönümünün bir vesile olarak ele alınması gerektiğini söyleyen İsmail Kara, üniversite ve üniversite öğrencilerine, sadece hissiyat ve hamasetle değil, soğukkanlılıkla ve kademeli bir şekilde tarihî ve güncel meseleleri değerlendirme görevi düştüğünü belirtti.

Panelin son bölümünde katılımcıların sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Kara, din ve laiklik meselelerinin gelecek perspektifinden nasıl ele alınabileceğine dair önerilerde bulundu. Özellikle üniversite gençliğinin bu konularda daha bilinçli ve eleştirel düşünme kapasitesine sahip olması gerektiğini vurguladı.

Öğrenci Destek Hattı