Dellaloğlu: “Toplumun bir modern inşa veya tarihsel olduğunu göz ardı ediyoruz”

Samsun Üniversitesi (SAMÜ) Düşünce ve Sanat Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (DÜSAM), Öteki Buluşmalar 2021 dizisi kapsamında Kaan Kurt’un moderatörlüğünde akademisyen ve yazar Besim Dellaloğlu’nu ağırladı. Online bir platform üzerinden gerçekleştirilen programda “Toplumun Poetik Temelleri” başlığı altında yaptığı konuşmayla Dellaloğlu, konuyla ilgili değerlendirmelerini izleyenlerin dikkatine sundu.

 

“Modern ulus devlet kültürel kamusal alan üstüne inşa oluyor”

Konuşmasının genel çerçevesine değinerek sözlerine başlayan Besim Dellaloğlu, “Modern ulus devlet diyelim. İşte politik cumhuriyet diyelim, modern cumhuriyet diyelim. Bunun aslında öncelikle Avrupa tecrübesinde, özellikle de Rönesans’tan beri inşa ola gelen, aslında poetik cumhuriyet diyebileceğimiz ya da kültürel kamusal alan diyebileceğimiz bir alt yapının üzerine kurulmuştur. Dolayısıyla bu fikir aslolanın daha çok politik, ekonomik, sosyo ekonomik gelişim, kalkınma olduğu yönündeki teze aykırı. Tam tersi bir önerme var. Aslında sanayi devrimi de ondan sonra bir anlamda iktisadi dille konuşursak, modern ulus devlet ise politik bir dille konuşursak aslında bu kültürel kamusal alan üstüne inşa oluyor. Dolayısıyla bu bu konuşmada da bu oturumda da ben bunu biraz toplum kavramı üzerinden biraz daha genişletmeye çalışacağım. Toplum fikri. Yani aslında ama girizgah da söylediğim şeyle paralel bir şey. Ben sosyoloji alanından geliyorum. Formasyonum siyaset bilimi artı sosyoloji, sosyoloji üzerinden de çalıştım. Akademik kariyerimin son birkaç yılı haricinde. Oradaki toplum kavramı üzerine biraz girizgah yapacağım. Sonra başta söylediğim akıl yürütmeyle birleştirmeye çalışacağım,” dedi.

 

“Toplumdan söz etmemiz için geniş bir kamusallıktan söz etmemiz lazım”

Toplumun modern veya tarihsel olduğunun göz ardı edildiğinden söz ederek sözlerini sürdüren Dellaloğlu, “Toplumu verili bir şey olarak biz varsayıyoruz. Onun da bir modern inşa olduğunu veya tarihsel olduğunu biraz göz ardı ediyoruz. Bu Türkiye’deki düşünce dünyasında, akademik dünyada da çok yaygın bir benim son yıllarda artık çok tahammül edemediğim, çok eleştirdiğim bir genel tutumun da bir tezahürü anakronizm. Her şeyi yani bugünü geçmişe doğru dilediğimiz gibi keyfi bir şekilde genişletebiliyoruz. Yani toplum, en kolay anlaşılabilir dilde söylersek Adem ile Havva bir toplumun mensubu muydu? Yani evrensel bir şey midir toplum? Her zaman ve mekanda geçerli bir şey midir, yoksa daha tarihsel bir şey midir? Soru bu. Basit bir dille söylersek, insanın olduğu her yer toplumdur ve insan politik bir hayvandır. Aristoteles ya da onun şimdiki diliyle ‘sosyolojik bir hayvandır’ diyebilirim. Sosyal bir hayvandır. O zaman ‘insanın olduğu her yerde toplum olur’ gibi çok basit bir çıkarma yaparız. Tabii bu yanlış bir önerme. Çünkü sosyoloji de modern bir disiplindir. Toplum da modern bir kavramdır. Dolayısıyla bu büyük ölçüde ulus devlet dediğimiz süreçle, modernlik dediğimiz süreçle veya medeniyet dediğimiz süreçle, 18. ve 19. yüzyılda ortaya çıkmış kavramlar, toplum da büyük ölçüde burada ortaya çıkıyor. Toplumdan söz etmemiz için geniş bir kamusallıktan söz etmemiz lazım. Toplumla cumhuriyet fikrini birlikte düşünmek lazım,” şeklinde konuştu.

“Toplumun Poetik Temelleri” başlıklı konuşma, dinleyenlerin aktif katılımı, soru ve katkılarıyla sona erdi.

Öğrenci Destek Hattı