“Türk Milletinin Yeniden Dirilişi: Büyük Zafer” Paneli Samsun’da Gerçekleşti

Haberler - 2 gün önce

Samsun Valiliği, Samsun Büyükşehir Belediyesi, Samsun Üniversitesi ve Ondokuz Mayıs Üniversitesi işbirliğiyle düzenlenen “Türk Milletinin Yeniden Dirilişi: Büyük Zafer” başlıklı panel, Samsun Müzesi’nde gerçekleştirildi. Büyük Zafer’in 102. yıl dönümüne ithafen düzenlenen panelde, katılımcılar Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinin en önemli aşamalarından biri olan Büyük Taarruz’u farklı boyutlarıyla ele aldı.

Panele, Samsun Valisi Orhan Tavlı, Garnizon Komutanı Gazi Tümgeneral Davut Ala, Büyükşehir Belediyesi Meclis Başkan Vekili Nihat Soğuk, İlkadım Kaymakamı Abdulkadir Demir, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Mustafa Bakçepınar, İl Emniyet Müdürü Ahmet Arıbaş, Samsun Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ali Bilgin, Samsun Üniversitesi Genel Sekreteri Prof. Dr. Adem Soruç, Gençlik ve Spor İl Müdürü Feyzullah Dereci protokol üyeleri ve çok sayıda davetli katıldı.

“Savaşlara Son Veren Savaş: Büyük Taarruz”

Panelde ilk konuşmayı yapan Samsun Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Çolak, “Savaşlara Son Veren Savaş: Büyük Taarruz” başlıklı sunumunda, Büyük Taarruz’un askeri ve stratejik önemine dikkat çekerek bu zaferin Cumhuriyet’in kurulmasındaki kritik rolünü vurguladı. Çolak, konuşmasına şehitlerimizi rahmetle anarak başladı ve Büyük Taarruz’un, Osmanlı İmparatorluğu’nun geri çekilişini durduran bir dönüm noktası olduğunu belirtti.

Büyük Taarruz İle Türkiye Cumhuriyeti’nin Temelinin Atıldı

Konuşmasında, David Cromp’un ünlü eseri “Barışa Son Veren Barış”tan esinlenerek “Savaşlara Son Veren Savaş: Büyük Taarruz” başlığını tercih ettiğini belirten Çolak, tarihsel süreçte hiçbir olayın tek başına ele alınamayacağını, her savaşın bir öncekinin sonucu olduğunu ifade etti. Bu çerçevede Büyük Taarruz’un, Osmanlı’nın 1699’dan itibaren süregelen geri çekilişine son veren bir savaş olarak tarihe geçtiğini söyleyen Prof. Çolak, konuşmasında “Şark Meselesi” kavramına da değinerek, Batı’nın Türkleri Asya’ya geri sürme arzusunun Haçlı Seferleri’nden Büyük Taarruz’a kadar sürdüğünü ancak Türk milletinin bu girişimlere direndiğini ifade ederek “Şark Meselesi”nin, Alparslan’ın Malazgirt zaferiyle başladığını ve Büyük Taarruz’la son bulduğunu belirtti.

Büyük Taarruz’un, Osmanlı İmparatorluğu’nun Trablusgarp Savaşı’ndan Kurtuluş Savaşı’na kadar uzanan savaşlar zincirine son verdiğini vurgulayan Prof. Dr. Mustafa Çolak, Büyük Taarruz ile Türkiye Cumhuriyeti’nin temelinin atıldığını ve bu zaferin, Osmanlı’nın 200 yıl süren geri çekilme sürecini durdurduğunu söyledi. Bu zaferin Türkiye Cumhuriyeti’ne huzur getirdiğini ve ulus devlet anlayışının yerleşmesine katkı sağladığını dile getiren Prof. Çolak, konuşmasının son bölümünde ise ulus devletin korunması için milli değerlere sahip çıkılması gerektiğini belirtti. Bayramların, bağımsızlık savaşlarının ve bayrağın bir ulusu millet yapan kutsallar olduğunu ifade eden Çolak, “Bu değerlere sahip çıkmazsak milli devlet vasfımızı kaybedebiliriz.” uyarısında bulundu.

“30 Ağustos Zaferi ve İngiltere”

Ardından söz alan Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Kaya Tuncer Çağlayan, “30 Ağustos Zaferi ve İngiltere” başlıklı konuşmasında, zaferin uluslararası yankılarına ve özellikle İngiltere’nin bu süreçteki tutumuna değindi. Konuşmasına büyük Türk milletinin 20. yüzyıldaki en büyük zaferi olan 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı kutlayarak başlayan Çağlayan, bu zaferin sadece fiziki varlığımızı değil, aynı zamanda imanımızı ve manevi değerlerimizi de koruma altına aldığını vurguladı.

“Büyük Taarruz, Türk Milletinin Yeniden Dirilişi”

Çağlayan, Büyük Taarruz’un Türk milletinin ölüm noktasına gelmiş ruhunu dirilttiğini belirterek, bu zaferin sadece bir askeri başarı değil, aynı zamanda Türk milletinin manevi ve kültürel değerlerinin bu topraklarda ilelebet yaşamasını mümkün kılacak bir zafer olduğunu ifade etti. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Fevzi Çakmak, İsmet İnönü ve diğer komutanların liderliğinde gerçekleştirilen bu taarruzun, yaklaşık 200 bin Yunan askerini Anadolu’dan çıkartarak, Panhelenizm fikrini sona erdirdiğini belirtti.

“İngiltere’nin Planları ve Yunanistan’ın Hezimeti”

Prof. Çağlayan, Büyük Taarruz’un, sadece Yunanistan’ın değil, aynı zamanda İngiltere’nin de Orta Doğu planlarını çökerttiğini belirterek İngiltere’nin Birinci Dünya Savaşı sırasında yaptığı gizli paylaşım antlaşmalarıyla Osmanlı topraklarını paylaştırmaya çalıştığını, ancak Büyük Taarruz’un bu planları bozduğunu ifade etti.  Çağlayan ayrıca 30 Ağustos Zaferi’nin ardından Yunanistan’da rejim değişikliğine gidildiğini, Kral Konstantin ve karısının Yunanistan’dan kaçmak zorunda kaldığını ve Yunan Başbakanı ile bazı askeri liderlerin idam edildiğini sözlerine ekledi.

“İngiltere ve Batı’nın Yenilmezlik Algısının Yıkılması”

Prof. Dr. Çağlayan ayrıca 30 Ağustos Zaferi’nin, İngiltere’nin prestij kaybına yol açtığını ve Batı’nın yenilmezlik algısını yıktığını ifade derek İngiltere’nin bu zaferin ardından Türklerle Boğazlarda savaşmayı planladığını, ancak müttefiklerinden destek bulamaması nedeniyle bu plandan vazgeçtiğini söyleyerek İngiltere’nin bu süreçte yaşadığı zorluklar ve iç siyasi baskılar sonucunda, Türk zaferini kabul ederek, Mudanya Mütarekesi’ne zemin hazırlayan bir nota gönderdiği bilgisini aktardı.

“Büyük Taarruz, Doğu Milletlerine İlham Kaynağı Oldu”

Son olarak, 30 Ağustos Zaferi’nin sadece Türk milletinin değil, aynı zamanda Doğu milletlerinin de Batı’ya karşı kazandığı bir zafer olduğunu belirten Çağlayan, bu zaferin Asya ve Afrika’daki sömürge halklarına cesaret verdiğini ifade etti. Mustafa Kemal Atatürk’ün bu zaferdeki liderlik rolünü öne çıkaran Çağlayan, “30 Ağustos’ta yenilen sadece Yunanistan değil, İngiltere ve onun şahsında Batı’dır.” diyerek sözlerini tamamladı. Panelde yaptığı konuşmanın sonunda, genç nesillere bu zaferin ruhunu aşılamanın önemine değinen Prof. Dr. Kaya Tuncer Çağlayan, gençlerin milli değerlerle donatılmasının gerektiğini vurguladı. Çağlayan, “Ne mutlu Türk’üm diyene.” sözleriyle konuşmasını sonlandırarak, dinleyicilere teşekkür etti

“Basın Yayın Organları, Mustafa Kemal Paşa’nın Önemli Mücadele Araçlarından Biri”

Samsun Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Tarih Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Selim Ahmetoğlu ise “Büyük Taarruzun Türk Kamuoyundaki Yansımaları” başlıklı sunumuyla, zaferin Türk toplumundaki etkilerini ve kamuoyunun bu zaferle olan ilişkisini anlattı.  Dr. Ahmetoğlu, “Kamuoyunu oluşturan en önemli unsurlardan biri kitle iletişim araçlarıdır. Özellikle basın, hem kamuoyunun sesi hem de kaynağı olarak nitelendirilir,” diyerek basının Milli Mücadele sürecindeki önemine vurgu yaptı. 19. yüzyılın ortalarından itibaren gelişen Türk basınının, İkinci Meşrutiyet döneminde zirveye ulaştığını belirten Ahmetoğlu, Mustafa Kemal Paşa’nın Milli Mücadele boyunca kamuoyu desteğine büyük önem verdiğini söyleyerek: “Basın yayın organları, Mustafa Kemal Paşa’nın önemli mücadele araçlarından biri oldu.” dedi. Ahmetoğlu, Sivas Kongresi’nin ardından kurulan İrade-i Milliye ve TBMM’nin açılışından kısa bir süre önce yayımlanan Hakimiyet-i Milliye gazetelerinin, Milli Mücadele’nin sesi olarak bağımsızlık taraftarı bir kamuoyu oluşturulmasına büyük katkı sağladığını ifade ederek: “Trabzon’da İstikbal, Erzurum’da Albayrak gibi Anadolu’da yayımlanan yaklaşık 80 süreli yayın, Milli Mücadele’nin sesini tüm yurda duyurmuştur.” diye konuştu. Ancak İstanbul’da basının daha karmaşık bir yapıya sahip olduğunu belirten Dr. Ahmetoğlu, İstanbul basınının ikiye ayrıldığını dile getirdi. Milli Mücadele basını, TBMM hükümetini desteklerken, Mütareke basını ise işgal güçlerinin yanında yer aldığının bilgisini veren Dr. Ahmetoğlu, işgal altındaki İstanbul’da, Tasvir-i Efkar, İkdam gibi gazetelerin Milli Mücadele’yi desteklediğini, ancak Peyam-ı Sabah, Alemdar gibi gazetelerin ise işgal kuvvetlerine destek verdiğini söyledi.

Türk Milleti’nin Bağımsızlık Mücadelesinin Taçlandığı Belge

Büyük Taarruz’un başlamasıyla birlikte TBMM hükümetinin Anadolu’daki dış bağlantıları keserek büyük bir gizlilik sağladığını ifade eden Ahmetoğlu, “Türk ordusunun taarruzuna ilişkin gizliliği sağlamak amacıyla, 25 Ağustos’tan itibaren Anadolu’nun dışarı ile her türlü ilişkisi kesildi. Böylece Büyük Taarruz, büyük bir gizlilik içinde yürütüldü.” dedi.  Ahmetoğlu, “Mustafa Kemal Paşa’nın başkomutanlığında Yunan ordusunun İzmir’den denize dökülmesi, TBMM’de oluşan muhalefeti duraksattı ve Meclis’te pek çok kanunun hızla kabul edilmesine yol açtı.” diyerek zaferin iç politikadaki etkilerini de anlattı. İstanbul’da, Darülfünun öğrencilerinin öncülüğünde düzenlenen zafer şenliklerinin halkın her kesiminden büyük bir katılım gördüğünü belirten Ahmetoğlu “Sultanahmet Meydanı’ndaki siyah bayrak Türk bayrağı ile değiştirilerek, payitahtın üzerindeki matem havası sona erdi.” şeklinde konuştu. Ankara, Trabzon, Diyarbakır ve Konya gibi şehirlerde düzenlenen kutlamalarla Anadolu’nun bayram yerine döndüğünü söyleyen Ahmetoğlu, “Bu zaferle Türk şehirleri bayraklarla süslenmiş, halkın düzenlediği kutlamalarla Anadolu adeta bayram yerine dönmüştür.” ifadelerini kullandı. Son olarak, Mustafa Kemal Paşa’nın 9 Eylül 1922’de Türk milletine hitaben yayınladığı beyannameden alıntılar yapan Dr. Ahmetoğlu, “Mustafa Kemal Paşa’nın İzmir ve Bursa’yı kurtaran orduların zaferini duyurduğu bu beyanname, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinin taçlandığı bir belgedir.” diyerek konuşmasını sonlandırdı. Program hatıra fotoğrafı çekiminin ardından sona erdi.

Öğrenci Destek