Fahrettin Ulusoy Câmii İbadete Açıldı

Haberler - 30 Mayıs 2025 Cum

Kıymetli iş insanı rahmetli Fahrettin Ulusoy Beyefendinin aziz ruhuna ithafen eşi Nevin Ulusoy hanımefendinin ve oğulları Onur Erhan Ulusoy ve Eren Günhan Ulusoy Beyefendilerin hayır ve hasenatıyla inşaatı tamamlanan Samsun Üniversitesi Fahrettin Ulusoy Camimizin ibadete açılış merasimi gerçekleştirildi.

Ballıca Kampüsümüzde düzenlenen açılış törenine;  Samsun  Valisi Orhan Tavlı, Samsun Milletvekili AK Parti MKYK Üyesi Yusuf Ziya Yılmaz, Samsun Milletvekili Murat Çan, Azerbaycan Milli Meclisi Milletvekili Nasıb Mahamalıye, Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan, Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Sabri Kılıç, Bölge Adliye Mahkemesi Başkanı Mustafa Çetin, Bölge İdare Mahkemesi Başkanı İshak Sağır, Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcısı Fahri Gülay, Samsun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Aydın, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatma Aydın, Samsun Barosu Başkanı Av. Pınar Gürsel Yıldıran, Önceki Dönem Samsun Milletvekili Fuat Köktaş, Önceki Dönem Milletvekili Hasan Hüseyin Ceylan,  AK Parti İl Başkanı Mehmet Köse, İlkadım Belediye Başkanı İhsan Kurnaz, Ulusoy ailesinden Ulusoy Un Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Eren Günhan Ulusoy, Merhum Fahrettin Ulusoy’un eşi ve Ulusoy Un Kurucu Ortağı Nevin Ulusoy, Ulusoy Çay Yönetim Kurulu Başkanı Onur Erhan Ulusoy, protokol üyeleri, akademik ve idari personelimiz ile öğrencilerimiz ve çok sayıda davetli katıldı.

Ulusoy Ailesine Gönülden Teşekkür

Rektörümüz Prof. Dr. Mahmut Aydın Fahrettin Ulusoy Camii’nin açılış töreninde yaptığı konuşmada, merhum iş insanı Fahrettin Ulusoy’un aziz ruhuna ithafen eşi Nevin Ulusoy ve oğulları Eren Günhan Ulusoy’un ve Onur Erhan Ulusoy katkılarıyla tamamlanan caminin açılışında Ulusoy ailesine teşekkür ederek: “Bugün burada toplanmamızın hem bu dünyaya hem ahirete dönük bir nedeni var.  Kıymetli iş insanı rahmetli Fahrettin Ulusoy Beyefendinin aziz ruhuna ithafen eşi Nevin Ulusoy hanımefendinin ve oğulları Onur Erhan Ulusoy ve Eren Günhan Ulusoy Beyefendilerin hayır ve hasenatıyla inşaatı tamamlanan Samsun Üniversitesi Fahrettin Ulusoy Camimizin ibadete açılış merasimine hepiniz hoşgeldiniz. Üniversitemize verdikleri desteklerden dolayı Ulusoy ailesinin kıymetli fertlerine canı gönülden teşekkür ediyorum. Bugün açılışını yapacağımız Ballıca Kampüs Camimizden önce de başka desteklerini görmüştük. Ulusoy ailesi, Tıp Fakültemizin morfoloji labaratuarına katkıda bulunmuşlardı. Allah kendilerinden razı olsun ve bundan sonra Ülkemize yapacakları nice katkılardan dolayı işlerini bereketlendirsin.” diye konuştu.

“Bu Eserin Mimarları Üniversitemiz Çatısı Altından Çıktı”

Caminin mimari projesinin Samsun Üniversitesi Tasarım, Mimarlık ve Şehir Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından hazırlandığını belirten Rektör Aydın, mimarları Doç. Dr. Halil İbrahim Düzenli, Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Asım Divleli, Dr. Öğr. Üyesi Melek Kutlu Divleli ve Dr. Öğr. Üyesi  Emin Selçuk Taşar’ın katkılarının “paha biçilemez” olduğunu söyleyerek: “Caminin mimari projesi Üniversitemiz Tasarım, Mimarlık ve Şehir Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi bünyesinde hazırlandı. Mimarları, Mimarlık Bölümü öğretim üyelerimiz Halil İbrahim Düzenli, Abdullah Asım Divleli,  Melek Kutlu Divleli ve Emin Selçuk Taşar hocalarımızdır. Bu güzel eserin ortaya çıkmasındaki katkılarına paha biçilemez. Cami projemiz ve kampüsümüzün diğer dönüşüm projelerine verdikleri yoğun emek için kendilerine ve tüm mimarlık bölümü öğretim elemanlarımıza şükranlarımı sunuyorum.” dedi.

“Ballıca’da Mimari Başarıya Dönüşen Miras”

Rektör Aydın, Ballıca Kampüsümüzün adım adım geliştiğini ve güzelleştiğini ifade ederek, yaklaşık 40 yıllık tütün kurutma hangarlarının tamir edilip eğitim binalarına dönüştürüldüğünü ifade ederek şunları söyledi:  “Ballıca kampüsümüz, sizlerin de şahit olduğunuz üzere adım adım gelişiyor ve güzelleşiyor. Yaklaşık 40 yıllık tütün kurutma hangarlarını tamir ve tadilatan geçirerek eğitim amaçlı binalara dönüştürüyoruz. Bu dönüşümü yaparken mekan hafızasını korumak, ömrü dolmamış her malzemeyi tekrar kullanmak ve geri dönüşümünü sağlamak gibi ilkelerle Ülkemize ve Dünyaya örnek olacak bir kampüs inşa etmek niyetindeyiz. Zamanın ruhuna uyumlu, çevreci ve işlevsel bir kampüsün büyük adımlarını atmış durumdayız. Bizden sonra görevi devralacak olan arkadaşlarımıza en önemli mirasımız bu mekan hassasiyetimiz ve yaklaşımımızdır. Bu ilkelerle, 1000’er metrekarelik toplam 60 adet olan hangarın 30’unu yeniden işlevlendirerek kullanıma açtık. Çalışmalarımız ülke gündeminde de yer etmeye başladı. Mimarlık ve Tasarım Fakültemizin 1. ve 2. Hangarları ile 2023 yılında Necip Fazıl Mimarlık Ödülünü Cumhurbaşkanımızın elinden almıştık. Her adımımızda desteklerini gördüğümüz Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’a, Hükümetimize, milletvekillerimize, valilerimize, Büyükşehir Belediye Başkanlarımıza, 19 Mayıs Belediye Başkanımıza ve elbette iş insanlarımıza şükran borçluyuz.”

“Cami Sadece Bir İbadet Mekânı Değil, Aynı Zamanda Bir Sanat Eseri”

Rektör Aydın caminin yapılış hikayesini anlatarak, 2019 yılında kampüsün üniversiteye devrinden sonra planlama çalışmalarına başladıklarını, 2022’de cami kararlarını alıp projeleri hazırladıklarını belirtti. YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar ve eski milletvekili Fuat Köktaş’ın projeyi sahiplenmesiyle Ulusoy ailesiyle buluştuklarını ifade eden Rektör Aydın:  Caminin yapılış hikayesinden bahsetmek isterim. Ballıca Kampüsünün Üniversitemize 2019 yılının son aylarında gerçekleşen devrinden hemen sonra, Mimarlık ve Tasarım Fakültesi hocalarımızla kampüs planlama çalışmalarına başlamıştık. Yıllara sâri planlamamız doğrultusunda, öğrenci sayımızın da artışıyla, aşamalı bir şekilde planımızı uygulamaya koyulduk. 2022 yılında caminin ilk kararlarını almaya başladık ve projelerini hazırladık. Planlarımızı ve cami projemizi çeşitli ortamlarda anlatmaya başladık. Yükseköğretim Kurulu Başkanımız Prof. Dr. Erol Özvar ve Samsun eski milletvekilimiz Fuat Köktaş’ın projeyi sahiplenmeleri ile Ulusoy ailesiyle buluştuk. Her ikisinden de Allah razı olsun. Kendilerine ne kadar teşekkür etsek azdır. 2024 yılının Ocak ayında inşaata başladık, 2025 yılının Mayıs ayında yani bugün açılışını yapıyoruz. Rabbimize sonsuz hamdolsun.  İnşaat sürecinde son derece uyumlu bir süreç yaşadık. Mimari projemizin hususiyetlerini anlayan ve her türlü maddi desteği vermekte imtina etmeyen bir hayırseverimiz vardı. Ortaya çıkan bu güzel eserde mimar hocalarımızın tasarımlarının yanısıra en önemli pay şüphesiz onlarındır. Eserin, sadece bir cami değil aynı zamanda mimari bakımdan ülkemize örnek teşkil edecek bir sanat eseri olarak vücud bulmasına imkân sağlayan Ulusoy ailesine ve Ulusoy Un Yönetim Kurulu Başkanı Eren Günhan Ulusoy Beyefendiye böylesine hassas ve incelikli tavırlarından dolayı ayrıca teşekkür ediyorum. İnşaatın yapım işini üstlenen Vektör Kuvvet yetkililerine ve çalışanlarına da müteşekkirim.” açıklamasında bulundu.

“Birlik İçinde Çokluk” Fikriyle Şekillenen Mimari Yaklaşım”

Rektör Aydın, caminin tasarım felsefesini açıklayarak, “birlik, çokluk, hareket, her yöne açık olma” kavramlarının esas alındığını belirtti. Samsun çatılı camilerinden, özellikle Çarşamba Göğceli Camii’nin vakur duruşundan ilham alınan camide tek çatı altında 17 mekanın toplandığını belirten Rektör Aydın konuşmasında şu bilgilere yer verdi:  “Cami tasarımının felsefi arkaplanını, birlik, çokluk, hareket, her yöne açık olma ve yapı malzemelerinin tektonik karakterleri gibi kavramlar oluşturmaktadır. Biçimsel ilhamını Samsun çatılı camilerinden alan, özellikle Çarşamba Göğceli Camii’nin vakur duruşuna gönderme yapılan camide tek çatı altında 17 mekan toplanmıştır. Bu hâl, birlik içinde çokluğun mekansal temsili olarak nitelenebilir. Hareket kavramı, insanın yürüyüşü esnasında süreklilik unsurlarını kaybetmeden çevresinin biteviye değişimini ifade etmektedir. Bu fiziksel yolculuk, aynı zamanda, her durak noktasında yani içerisine girilen her mekanda varlığa, tabiata insana ve ibadete dair farklı durumların tebellür ettiği bir iç yolculuktur. Bu itibarla, camide, her kullanıcının kendi iç yolculuğuna imkan tanıyan, kullanıcının tercihlerine göre şekillenen, her yöne açık yürüyüş güzergahları oluşmaktadır. Kuzeyden güneye, güneyden kuzeye, doğudan batıya, batıdan doğuya, aşağıdan yukarıya, yukarıdan aşağıya ve her birinin kesişim noktalarında yön değiştirmeye ve güzergahları çeşitlendirmeye dönük bir imkan ve yürüyüş… Caminin mekan organizasyonu, malzeme, renk ve hat tercihleri 12 ile 17. yüzyıllar arası zaman diliminde vücuda getirilen eserlerden nüveler barındırmaktadır. Mimar Turgut Cansever’in fikriyatı ve uygulamaları ise yol gösterici olmuştur. Mihrap cephesi altıgen çinileri el yapımı olarak Konya’da, şeşhane zemin tuğlaları Çorum’da yapılmıştır. Taşları Sivas’tan getirilmiştir. Taş duvar ustaları Bodrum’dan, mihrap, minber ve vaaz kürsüsü mermer ustaları Bayburt’tan, ana ahşap giriş kapısı ustaları Konya’dan, ahşap mahfiller ve diğer ahşap işleri Samsun’dan, çelik işleri ustaları Samsun’dan gelerek ustalıklarını sergilemişlerdir. Caminin hattatı Nurullah Özdem, kalemkârıSami Beyazıt ve çini sanatçısı Fatma Şan ise İstanbul’un kıymetli sanatkârlarıdır.”

“Camiye Gönül Veren Herkese Ve Samsun Halkına En Kalbi Şükranlarımı Sunuyorum”

Rektör Aydın konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:  “Konuşmama son vermeden önce Ulusoy Un ile işleri koordine eden değerli İsmail Güdül ve mali müşavir Mehmet Karabacak’a Samsun Üniversitesi Cami Yaptırma ve Yaşatma Derneği Başkanı Kemal Gündoğdu’ya, gerek caminin temel atma töreni gerekse bugün aramızda olan siz değerli gönül dostlarımıza ve elbette Samsun Üniversitesine sahip çıkan Samsun halkına ve tüm çalışma arkadaşlarıma da en kalbi şükranlarımı sunuyorum. Burası bir kampüs camisi. Kullanıcıları ise öğrencilerimiz, idari ve akademik personelimiz olacak. İbadet vakitlerinde ibadete, ders aralarında bireysel ve toplu çalışmaya, dinlenmeye ve kulüp etkinlikleri gibi bir çok kullanıma imkan sağlayan, adeta külliye gibi işlev görecek olan böyle bir mekanın açılışını yapıyor olmaktan dolayı ziyadesiyle mutluyum.”

“Böyle Bir Eserin Açılışında Bulunmak Tarifi İmkânsız Duygular Yaşattı”

Konuşmasının sonunda kurucu rektör olarak görevdeyken böyle bir esere katkı vermenin kendisinde “tarifi imkansız duygular” yaşattığını belirten Rektörümüz: “Kendi adıma söylemek isterim ki, kurucu rektör olarak görevdeyken böyle bir esere katkı vermek, bana tarifi imkansız duygular yaşatıyor. Umudum ve duam odur ki, camideki her duadan nasibimiz olur. Camimizin hayırlar getirmesini niyaz ediyorum. Davetimize icabet ettiğiniz için hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyor, saygılarımı sunuyorum.” diyerek konuşmasını sonlandırdı.

“Babamızın Adı Bu Camide, Mirası İse Dualarda Yaşayacak”

Açılış töreninde konuşan Fahrettin Ulusoy’un oğlu, Ulusoy Un Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Eren Günhan Ulusoy, caminin ailesi için taşıdığı özel anlamı aktardı. Dr. Eren Günhan Ulusoy katılımcılara hitaben yaptığı konuşmada duygularını şu sözlerle ifade etti: “Bugün burada çok özel bir buluşmaya, bizim için çok kıymetli bir hatıraya tanıklık ediyorsunuz. Bu caminin kapısında yazan ismin sahibi, bizim babamız…Ama aynı zamanda bu şehre, bu ülkeye, bu toprağa emeği geçmiş bir insan: Fahrettin Ulusoy. Hayatı boyunca hiç “Ben kazandım” demedi. “Allah nasip etti, ben de paylaşayım” dedi. İş kurdu, istihdam sağladı, ihracat yaptı. Ama hep sessizce, hep tevazu içinde yaptı. Babamız, Tekkeköy’ün Sinemataş Köyü’nde doğdu, Tekkeköy ilçesinde büyüdü. Samsun’a taşındıklarında, dedemin isteğiyle onun işlerine yardım etmek için ortaokul son sınıftan ayrılmak zorunda kaldı. Ama bu zorluklara rağmen hiç yılmadı, çok çalıştı. Eğitimin önemini, bizzat yaşayarak öğrendi. Kendisi tamamlayamadığı için, eğitime sahip olanların ne kadar şanslı olduğunu hep bilirdi. Bu nedenle yıllar önce Samsun’un Atakum ilçesinde, devletimize bağışladığı bir ilkokulu da yaptırdı. Bugün Fahrettin Ulusoy İlkokulu, yüzlerce çocuğumuza eğitim veriyor. Bize hep şöyle derdi: “Hedefi olmayanın hayali olmaz.” “Tevazuyu elden bırakmayın, ama kendinize güvenin.” “Siz çok çalışın, sonra tevekkül edin. Allah’a inanın. Allah çalışanı mükâfatlandırır.” Çalışmayı bir ibadet olarak görürdü. Çalışkanlığı ve işi her şeyden önce gelirdi. Hayatı boyunca üretmeye, emek vermeye ve faydalı olmaya adanmış bir ömür sürdü. Bugün açılışını yaptığımız bu caminin, Necm Suresi’nde bildirildiği gibi, “İnsan için ancak çalıştığı vardır” ayetinin ruhunu taşıyan; çalışmanın, gayretin ve sabrın ne kadar kıymetli olduğunu hatırlatan bir mekân olmasını diliyorum. Ve inanıyorum ki bu cami, burada okuyan gençler için de, Fahrettin Ulusoy’un hayat hikâyesiyle bir ilham kaynağı olacak. Çünkü o, Tekkeköy’ün bir dağında, sıradan bir köy çocuğu olarak hayata başladı. İstediği eğitimi alamadı. Ama çalışkanlığıyla, dürüstlüğüyle, paylaşımcılığıyla, bu şehrin “Fahrettin Abi’si” olmayı başardı. Bu imkânsızlıkları anlatırken de bazen şöyle takılırdı: “Bir de üniversite diplomam olsaydı, neler yapardım…” “Hele bir de İngilizce bilseydim…”  Bu üniversitede okuyan gençlerden bir ricam var. Lütfen bu camide ibadet ederken bu cümleyi hatırlayın. Sizin bir üniversite diplomanız olacak. İngilizceniz de var. İşte bu imkânlarla, ülkemizi çok daha ileriye taşıyacak olan sizlersiniz. Fahrettin Ulusoy’un hikâyesinden feyz alın, inancınızı, cesaretinizi ve girişimciliğinizi hep koruyun. Babamız, hayatının son döneminde şu cümleyi çok sık tekrar ederdi: “Allah’a şükürler olsun, hayallerimin ötesindeyim.” Sizler de başarılı olduğunuzda, şükretmeyi unutmayın. Ve kazandıklarınızı toplumla paylaşmayı bir borç bilin. Rabbim bu camiyi hayırlı eylesin. Burada edilen her duada onun adı geçsin, ona bir Fatiha olsun. Bu kapıdan giren her genç; ilimle, vicdanla ve umutla çıksın. Ve bu cami, onun hayata bakışını yaşatmaya devam etsin. Katıldığınız için, kalbinizle burada olduğunuz için, dualarınızı bizimle paylaştığınız için hepinize gönülden teşekkür ediyorum. Ruhu şad, mekânı cennet olsun. Allah hepinizden razı olsun.”

“Bizler, Onun Evlatları Olarak Çok Şanslıydık”

Ulusoy Çay Yönetim Kurulu Başkanı Onur Erhan Ulusoy ise babasıyla olan anılarını paylaşarak duygu dolu bir konuşma gerçekleştirerek: “Bizler, onun evlatları olarak çok şanslıydık. Hâlâ da bu şansın, bu mirasın değerini kalbimizde hissediyoruz ve ömrümüz boyunca da hissedeceğiz. Ama bu şans, babamızın bizlere bıraktığı maddi ya da ticari bir mirastan çok daha öte; onun bize yaşayarak öğrettiği insani değerlerde saklıdır. Bunlardan birini sizinle paylaşmak istiyorum. Yaşım itibarıyla babamın gençlik dönemlerine de tanıklık ettim. O yıllardan belleğimde kalan, çok eski anılar zaman zaman bugünlerde yeniden beliriyor. Bunlardan biri, iskele caddesindeki eski dükkânımızda geçiyor. Dostlarımız bilir; o dönemde fiilen çalışırdık. Ben de hafta sonları öğrenci olarak dükkâna giderdim. Bir gün biri dükkâna geldiğinde babam hemen bana, “Oğlum koş bak! Bizim sermayemiz gülümsemek!” derdi. “Bu dükkân, bu gülümsemeyle ayakta duruyor,” diye eklerdi. Annemin de söylediği gibi, o insana verdiği değerle değerliydi. Bugün de bu değeri, ardında bıraktığı izlerle ebediyete taşıdı. Bir başka hatıram da babamın sosyal yönüne dair. Hepinizin bildiği gibi, özellikle cenazelere büyük önem verirdi. Sağlığı elverdiği sürece hiçbirini aksatmazdı. Hatta sağlığı bozulmaya başladığında dahi koşar, yetişmeye çalışırdı. Biz de ona “Baba, artık biraz yavaşla,” dediğimizde, gülümseyerek “Benim bundan sonraki yatırımım da bu,” derdi. Aramızda şöyle bir aile içi esprimiz vardı: “Çok güzel bir cenaze oldu,” derdi. Biz de “Baba, cenazenin güzeli mi olur?” diye sorardık. O da, “Katılımla, dostların uğurlamasıyla olur,” derdi. Şimdi bu güzel ortama baktığımda, o güzelliği burada da hissediyorum. Çünkü bu güzelliğin mimarı sizlersiniz, kıymetli katılımcılarımızsınız. Burada kılınan her namazda, edilen her duada babamın ruhuna bir selam ulaştığına, onun bizi gördüğüne ve hatırladığına inanıyorum. Bu nedenle, her birinize tek tek gönülden teşekkür ediyorum. Başta bu projeye öncülük eden, bize bu imkânı sunan Sayın Rektörümüze, Samsun Üniversitesi’ne teşekkür ediyorum. Ayrıca ailemizin bir ferdi olan Sayın Yusuf Ziya amcama, yaş olarak aynı olsak da “abi” demekten onur duyduğum Sayın Fuat Köktaş abime ve bizi bu süreçte desteğiyle, takibiyle onurlandıran İsmail Bülbül abimize, katkı sunan, emeği geçen bildiğim ve bilmediğim herkese minnettarım. Değerli katılımınız için tekrar teşekkür ediyor, ayaklarınıza sağlık diyorum. Allah hepinizden razı olsun. Sağ olun, var olun.” diye konuştu.

“Bu Cami, Kalbinizi Dinleyeceğiniz Bir Mekân Olsun”

Merhum Fahrettin Ulusoy’un eşi ve Ulusoy Un Kurucu Ortağı Nevin Ulusoy ise konuşmasında derin bir vefa duygusuyla şunları ifade etti: “Kıymetli misafirlerimiz, saygıdeğer hocalarımız, değerli dostlarımız ve sevgili öğrenciler, Sözlerime başlamadan önce, Fahrettin’i burada anmak istiyorum. Bu cami projesi, onun sağlığında hayata geçirilmek istenmişti. Ancak bildiğiniz üzere, ömrü buna yetmedi. Bugün bu açılışta onun da burada olmasını öyle çok isterdim ki… Ama sizlerin katkısıyla, onu sanki buradaymış gibi hissediyorum. Bir yerlerden bizi gördüğüne de tüm kalbimle inanıyorum. “Hoş geldin Fahrettin” diyorum ve sözlerime böyle başlıyorum. Bu güzel bahar gününde, kutsal bir mekânın açılışında birlikte olmak benim için tarif edilemez bir duygu. Bugün burada, hem gönlümde derin izler bırakan hem de hayatımın en anlamlı adımlarından biri olan, tarif edilmesi güç bir onuru yaşıyorum.Sevgili eşim Fahrettin’in aziz hatırası adına yaptırdığımız bu caminin açılışını gerçekleştirmekten büyük bir manevi huzur ve gurur duyuyorum. Böyle güzel bir eserin, bilim yuvası olan Samsun Üniversitesi’nin Ballıca Kampüsü gibi anlamlı bir yere nasip olmasından da ayrıca mutluyum. Fahrettin; inanan, çalışkan, her zaman başkalarının iyiliğini kendi menfaatinin önünde tutan, değer üretmeyi ilke edinmiş, kalbi iyilikle dolu bir insandı. Ama iyiliği sessizce yapmayı severdi. Gösterişi değil, gönülden yapılanı önemserdi. Onun ismini taşıyan bu cami de tıpkı kendisi gibi sade ama çok derin anlamlar taşıyor. Bu cami sadece taş, harç ve ahşaptan oluşan bir yapı değil; aynı zamanda onun kalbinin, inancının ve insan sevgisinin bir yansımasıdır. Bu cami, sadece bir ibadethane değildir. Burası ilimle imanın, akılla kalbin, nesille değerlerin buluşma noktasıdır. Buradan özellikle gençlerimize, öğrencilerimize seslenmek istiyorum. Burası sizin yeriniz. Bu cami sizin. Gelin bu camide sadece namaz değil, arkadaşlıklar ve dostluklar da kuralım. İbadet edersiniz ya da etmezsiniz; bu kişisel bir tercihtir, herkesin kendi sorumluluğudur. Ama bu mekânda kendinizle baş başa kalın, ruhunuzu dinlendirin, vicdanınızın sesine kulak verin. Kul hakkını, hak ve adaleti unutmadan yaşayın. Her gün kendinize şu soruyu sorun: “Bugün insanlara yararlı ne yaptım? Faydalı mıydım, zararlı mı?” Hani gençler, ChatGPT’den her konuda raporlar istiyorsunuz ya, burada da kendi vicdanınızdan bir rapor isteyin. İnanın, bu sizi daha huzurlu, daha mutlu bir yaşama götürecektir. Bu camiyi hep birlikte canlı tutalım, temiz tutalım, sahipsiz bırakmayalım. Bu mekân ne kadar dolarsa, kalplerimiz de o kadar aydınlanır. Caminin ışığı sadece mimarisinde değil, sizlerin katılımıyla, samimiyetinizle, güzel ahlakınızla parlasın, ışıldasın. Bu güzel eserin ortaya çıkmasında bize öncülük eden Samsun Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. Mahmut Aydın’a, camimizin mimarları olan öğretim üyeleri Sayın Halil İbrahim Düzenli, Sayın Abdullah Asım Divleli, Sayın Melek Kutlu Divleli ve Sayın Emin Selçuk Taşar’a, katkılarıyla yanımızda olan aile dostlarımız Sayın İsmail Güdül, Sayın Fuat Köktaş ve Sayın Onur Ayyıldız’a, yapım sürecini üstlenen Vektör İnşaat’a, sevgili evlatlarım Onur Erhan ve Eren Günhan Ulusoy’a, emeği geçen herkese ve burada bulunan tüm kıymetli katılımcılara yürekten teşekkür ediyorum. Ayrıca Fahrettin Bey’in kadim dostu Sayın Azay Monatova’ya ve değerli arkadaşı, Azerbaycan Milletvekili Sayın NNasıb Mahamalıye Bey’e de Bakü’den gelerek bizleri yalnız bırakmadıkları ve sevincimizi paylaştıkları için en içten şükranlarımı sunuyorum. Bu eserin üniversitemize, öğrencilerimize ve milletimize hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum. Hepinizi saygı ve sevgimle selamlıyorum. Sağ olun, var olun. İyi ki bugün burada bizimle birlikte oldunuz.”

“Fahrettin Ulusoy’un Hayatı Türk Gençliğine Örnektir”

Caminin açılış törenine katılan Azerbaycan Milli Meclisi Milletvekili Nasıb Mahamalıye, konuşmasında iki kardeş ülkenin tarihî ve kültürel bağlarına dikkat çekerek, “Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi, Azerbaycan’ın sevinci bizim sevincimizdir, kederi bizim kederimizdir.” sözleriyle birlik vurgusunda bulundu. Türkiye’nin bölgesel ve küresel alanda güç kazandığını görmekten duydukları memnuniyeti dile getiren Muhammedoğlu: “Türkiye’nin gücü bizim gücümüzdür. Türkiye’nin kalkınması, bizim kalkınmamızdır. Artık Türk Dünyası, uluslararası arenada söz sahibi olma yolunda ilerlemektedir.” ifadelerini kullandı. Merhum Fahrettin Ulusoy’un yaşamını derin bir saygıyla andıklarını belirten Muhammedoğlu: “Onun hayatı sadece Samsun’a değil, tüm Türk gençliğine örnek olacak bir hikâyedir. Böyle bir iz bırakmak, Allah’ın seçilmiş kullarına nasip olur.” dedi. Ulusoy’un mirasının camiyle ve üniversiteyle yaşamaya devam edeceğini vurgulayan Muhammedoğlu: “Yüz yıllar geçse de onun ismi burada yaşayacak; dualarla, kılınan namazlarla anılacak.” diye konuştu. Ulusoy ailesine ve evlatları Günhan ile Erhan Ulusoy’a misafirperverliklerinden dolayı teşekkür eden Muhammedoğlu, merhum Ulusoy’un yakın dostu Azay Monatova ile geçmişten bugüne süregelen dostluklarına da değindi. Konuşmasının sonunda, caminin yapımında emeği geçen herkese teşekkür eden Muhammedoğlu: “Bu camide edilen dualar Allah katında kabul olsun.” temennisinde bulundu.

“Fahrettin Bey’in Vefası Ve Dürüstlüğü Unutulmaz”

İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sedat Murat, Fahrettin Ulusoy’un vefa ve dürüstlükle geçen hayatını anlattı. Açılış töreninde söz alan İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sedat Murat, merhum Fahrettin Ulusoy ile 1985’ten bu yana süregelen dostluğuna değinerek, kendisinin insan ilişkilerindeki başarısı, dürüstlüğü ve vefakârlığıyla hafızalarda yer edindiğini ifade etti. Fahrettin Ulusoy’un, insanlık adına faydalı hizmetlerin amel defterini kapatmayacağına inandığını söyleyen Murat: “Bugün burada açılan bu cami, onun kalıcı bir hayrıdır. Allah kabul etsin.” dedi. Merhum Ulusoy’un Azerbaycan’la olan dostluklarını sıklıkla anlattığını belirten Murat, törende yer alan Azerbaycanlı misafirlerin de bu vefaya bir karşılık olduğunu ifade etti. Cami inşasında emeği geçenlere teşekkür eden Murat, eserin Samsun’a ve Üniversitemize hayırlı olmasını temenni etti.

“Fahrettin Ulusoy, Samsun’un Hafızasında İz Bırakmış Büyük Bir Şahsiyettir”

XXV., XXVI. ve XXVII. Dönem Samsun Milletvekili ve AK Parti Genel Başkan Vekili Yardımcısı Fuat Köktaş, açılış töreninde yaptığı konuşmada, merhum Fahrettin Ulusoy’un Samsun’un sosyal ve toplumsal hafızasında derin izler bırakan, örnek bir şahsiyet olduğunu söyledi. Konuşmasında Merhum Fahrettin Ulusoy ile 1980’li yılların başından itibaren süregelen yakın bir dostlukları olduğunu dile getiren Köktaş: “O günden bu yana aramızda çok yakın bir abi-kardeş ilişkisi vardı. Ticari hayatta da birlikte çalıştık ama bağımız sadece işten ibaret değildi. Fahrettin abi, Samsun’da herkesin zor durumda kaldığında danıştığı, yardımını gördüğü, duasını aldığı bir insandı.” ifadelerini kullandı. Samsun’da iki büyük “abi” figüründen biri olarak Fahrettin Ulusoy’u tanımlayan Köktaş, merhum Cemal Yeşilyurt ile birlikte bu iki ismin şehirdeki hayır işleri, eğitim faaliyetleri, sivil toplum kuruluşları ve siyasetteki etkileriyle öne çıktığını belirterek: “Bugün, böylesine kıymetli bir şahsiyetin anısına inşa edilen bir ibadethanenin açılışını yapıyor olmak benim için büyük bir onurdur.” dedi. Köktaş, konuşmasının devamında merhum Ulusoy’un bu camiyi sağlığında hayata geçirmek istediğini, bugün bu arzunun gerçekleşmiş olmasından büyük bir mutluluk duyduğunu belirtti. Tüm geçmişlere rahmet dileyen Köktaş, yaklaşan Kurban Bayramı’nı da kutlayarak: “Allah herkese böyle evlatlar, böyle bir aile, böyle bir eş nasip etsin ki, kişi vefat ettikten sonra da geride dualarla anılacak eserler bırakabilsin.” dedi. Ayrıca törene katılan Azerbaycanlı misafirler Nasip Muhammedoğlu ve Azay Monatova’ya da teşekkür eden Köktaş, sözlerini: “Tüm katılımcıları sevgi, saygı ve hürmetle selamlıyorum. Allah’a emanet olun.” diyerek tamamladı.

“Fahrettin Ulusoy’un Samsun Halkı Tarafından Her Zaman Hürmetle Anılıyor”

Cami açılışına katılan CHP Samsun Milletvekili Murat Çan, konuşmasında törende yapılan etkileyici konuşmalara atıfta bulunarak, özellikle Nevin Ulusoy’un konuşmasından duyduğu derin duygulanımı dile getirdi. “Sevgili Erhan Ulusoy, ‘Annemin konuşmasının üzerine söylenecek çok şey yok.’ dedi. Aynı duyguyu ben de paylaşıyorum. Değerli hanımefendiye çok teşekkür ediyorum. Eşini yaşatan bir konuşma yaptı ve bize de duygusal anlar yaşattı.” dedi. Fahrettin Ulusoy’un Samsun halkı tarafından her zaman hürmetle anıldığını belirten Çan: “Biz Samsunlular olarak ismini hep duyduk. Büyüklerimiz onu takdirle anlatırdı. Kendisi sadece bir iş insanı değil, aynı zamanda kalıcı eserler bırakmış bir hayır insanıdır. Okul yaptırmış, şimdi de ibadete açılacak bir cami kazandırmış. Bu dünyadan hak ederek, iz bırakarak ayrıldı.” şeklinde konuştu. Çan, sözlerini: “Bu törende bulunan herkes bir gün ebedi hayata göçecek. Ama Fahrettin Ulusoy gibi anılmak, böyle bir eserde ruhen yaşatılmak hepimize nasip olsun. Kendisini rahmet ve minnetle anıyor, hepinize saygılar sunuyorum.” ifadeleriyle tamamladı.

“Camiler Rozetin Değil, Kardeşliğin Mekânıdır”

Saadet Partisi Samsun Milletvekili Mehmet Kahraman, Fahrettin Ulusoy Câmi’-i Şerîf’in açılış töreninde yaptığı konuşmada, camilerin kapsayıcı ve birleştirici kimliğine dikkat çekerek: “Cami, insanın rozetine, kimliğine bakılmadan girebildiği tek yerdir. İbadetin yanı sıra kardeşlik duygularının da yaşandığı mekândır.” dedi. Kahraman, Ulusoy ailesine camiyi merhum Fahrettin Ulusoy’un hatırasına kazandırdıkları için teşekkür ederek: “Allah razı olsun. Bu anlamlı bağış, toplumsal birlikteliğin ve merhametin de simgesidir.” ifadelerini kullandı.

“Bu Eser, Amel Defterini Kapatmayacak Bir Hizmettir”

Samsun Milletvekili AK Parti MKYK Üyesi Yusuf Ziya Yılmaz, açılış töreninde yaptığı konuşmada, caminin hem Samsun’a hem de Samsun Üniversitesi’ne kazandırılmasında emeği geçen herkese teşekkür ederek sözlerine başladı. Yılmaz, özellikle Ulusoy ailesine ve Rektör Prof. Dr. Mahmut Aydın’a hitaben “Kendilerini gönülden tebrik ediyorum.” dedi. Caminin anlamına vurgu yapan Yılmaz, bir hocanın “Amel defterinin kapanmamasını sağlayacak bazı hizmetler vardır, hayırlı evlat ve cami de bunlardandır.” sözünü hatırlatarak, bu sözün üzerine fazla bir şey söylemenin gerekmediğini ifade etti. “Bu tür eserler, insanlık var oldukça istifade edilen hizmetlerdir. Onu yapan kişinin amel defteri kapanmaz.” diyen Yılmaz, törende bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

“Fahrettin Ulusoy, Fedakâr ve Dürüst Bir İnsandı”

Konuşmasının devamında, merhum Fahrettin Ulusoy ile olan kişisel dostluklarına değinen Yılmaz, 1985’ten bu yana tanıştıklarını, eşlerinin ise 1978’den beri arkadaş olduklarını belirtti. “O çok muhteşem bir insandı. Allah nur içinde yatırsın, mekânı cennet olsun” ifadeleriyle duyduğu saygı ve sevgiyi dile getirdi. Fahrettin Ulusoy’un fedakârlığını, dostluklara verdiği önemi ve insan ilişkilerindeki başarısının hayattaki diğer tüm başarılarının temelinde yattığını belirten Yılmaz: “Birinin başı sıkıştığında ona koşmaktan, katkı vermekten asla kaçınmazdı.” dedi. Yılmaz, sözlerini merhum Ulusoy’un hayırseverliğini ve hatırasını yaşatan bu anlamlı cami için emeği geçen herkese teşekkür ederek tamamladı.

Konuşmaların ardından, Rektörümüz Prof. Dr. Mahmut Aydın tarafından Ulusoy ailesine ve caminin yapımına katkı sunan isimlere hediye takdim edildi. Açılış, Samsun İl Müftüsü Seyfullah Çakır’ın yaptığı dualar eşliğinde caminin resmî olarak ibadete açılmasıyla devam etti. Tören sonrası Fahrettin Ulusoy Câmi’-i Şerîf’te ilk Cuma namazı kılındı.

 Akademik Bir Çalışmanın Ürünü

Üniversitemiz Ballıca Kampüsünde 1270 metrekarelik alana inşa edilen 2 bin 800 metrekarelik yerleşim alanına sahip, 1100 kişi kapasiteli Fahrettin Ulusoy Caminin mimari projesi, Samsun Üniversitesi Tasarım, Mimarlık ve Şehir Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi bünyesinde hazırlandı. Öğretim üyeleri Doç. Dr. Halil İbrahim Düzenli, Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Asım Divleli, Dr. Öğr. Üyesi  Melek Kutlu Divleli ve Dr. Öğr. Üyesi Emin Selçuk Taşar’ın imzasını taşıyan eser, 1 Ocak 2024 tarihinde temelinin atılmasından itibaren yaklaşık 17 aylık titiz bir çalışmanın sonucunda ibadete hazır hale geldi.

Felsefî Derinlikle Tasarlanan Mimari

Caminin tasarım felsefesi, birlik ve bütünlük içinde çokluğu, hareketi ve her yöne açık olmayı esas alıyor. Samsun’un geleneksel çatılı camilerinden, özellikle Çarşamba Göğceli Camii’nin asil duruşundan ilham alan yapı, tek çatı altında 17 farklı mekânı bir araya getiriyor. Bu düzenleme, İslam düşüncesindeki “vahdet içinde kesret” anlayışının mekânsal bir tezahürü olarak karşımıza çıkıyor. Tasarımın merkezinde yer alan “hareket” kavramı, insanın fiziksel yolculuğunu manevi bir iç yolculukla buluşturuyor. Camide, her kullanıcının kendi tercihlerine göre şekillendirebileceği, dört yöne açık yürüyüş güzergâhları oluşturuldu. Kuzey-güney, doğu-batı eksenlerinde ve dikey düzlemde gerçekleşen bu hareket, her kesişim noktasında yeni seçenekler ve güzergâhlar sunuyor.

17 Mekânın Uyumu

Caminin 17 mekânı şu şekilde dizayn edildi: Ana harim, üst kat merkez mahfil, merkez aks son cemaat safı, giriş ve kıble cephesi revakları; kadınlar için son cemaat yeri, zemin kat sekisi, üst kat mahfili, köşkü, abdesthanesi ve tuvaleti; erkekler için de benzer şekilde son cemaat yeri, zemin kat sekisi, üst kat mahfili, köşkü, abdesthanesi ve tuvaleti.

Geleneksel Sanatın Modern Yorumu

Caminin mekân organizasyonu, malzeme seçimi, renk paleti ve hat tercihleri, 12-16. yüzyıllar arasındaki İslam sanatının izlerini taşıyor. Mimar Turgut Cansever’in fikri mirası da tasarımda yol gösterici rol oynadı.

Anadolu’nun Dört Bir Yanından Gelen Ustalık

Yapının inşasında Anadolu’nun farklı bölgelerinden gelen usta ellerin emeği var. Mihrap cephesinin altıgen çinileri Konya’da el yapımı olarak üretildi, şeşhane zemin tuğlaları Çorum’dan, taşlar ise Sivas’tan getirildi. Bodrum’dan gelen taş duvar ustaları, Bayburt’tan mermer işçiliğinde uzman ustalar, Konya’dan ahşap kapı ustası, Samsun’dan ahşap ve çelik işleri ustaları ile İstanbul’un kıymetli hattat, kalemkâr ve müzehhibleri bu eserin ortaya çıkmasında rol aldı.

Manevi Mesajın Taşıyıcısı Âyetler

Caminin giriş kapısının ahşabına nakşedilen iki âyet-i kerîme, yapının felsefî arka planını özetliyor. Rahmân Sûresi’nin 29. âyeti “O her an yaratma halindedir” (Külle yevmin hüve fî şe’n) ve İsrâ Sûresi’nin 84. âyeti “Herkes kendi mizaç ve karakterine göre iş yapar.” (Küllün ya’melu ‘alâ şâkiletihî), caminin hareket, tercih, birlik ve çeşitlilik kavramlarını manevi boyutta ifade ediyor.

Fahrettin Ulusoy Câmii modern mimarlık anlayışı ile geleneksel İslam sanatının buluştuğu, hem estetik hem de işlevsel açıdan örnek teşkil eden bir yapı olarak Samsun’umuzun manevi mirasına kalıcı bir iz, zarif bir katkı sunmaktadır.